1. isim Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr"Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi." - H. S. Tanrıöver
2. Tutuşmuş olan cisim
3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç"Yemeği ateşten indirdim."
4. Patlayıcı silahların atılması"Top ateşi geceye kadar sürdü."
5. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma"Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi." - S. F. Abasıyanık
6. Öfke, hırs, hınç"Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı." - T. Buğra
7. Coşkunluk"Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu." - H. E. Adıvar
8. Tehlike, felaket"Kendinizi ateşe atıyorsunuz."
9. Büyük üzüntü, acı"İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu." - H. R. Gürpınar