1. isim Dizi, sıra"Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı." - E. E. Talu
2. Grup
1. sıfat Katıksız, arı, katışıksız, halis, has"Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim." - H. S. Tanrıöver
2. Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil"Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır." - R. N. Güntekin
3. İyi niyetli, art niyetsiz"Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim." - P. Safa